Ailenizin göz bebeği, 9 aydır
merakla aranıza katılmasını beklediğiniz bebeğiniz nihayet dünyaya geldi.
Yaptığınız onca hazırlık, okunan onca kitaptan sonra artık bizzati olarak
sınava girmeye hazırsınız. Okuduklarınızın,
bunu kesinlikle yapacağım yada bunu asla yapmayacağım çocuğuma diyerek
planladığınız her şeyin uygulanma vaktidir vakit. Bugün size, bebek bakımının
en önemli etabı olarak ideal bebek bezi kullanımı hakkında bilgi vermeye ve bu
konuda size yeni bakış açıları kazandırmaya çalışacağız. Şuan itibariyle
aklınızdan Prima , Molfix, Huggies
veya bunların dışındaki yeni trend bir çok bebek bezi markasının adeta bir film
şeridi gibi geçtiğini görüyor gibiyiz. Ancak hiçbir konuda olduğu gibi bu
konuda da panik olmanıza gerek bulunmuyor. Süreci belli mantıklar üzerine
kurduğunuzda bebeğinizin sağlıklı ve mutlu bir şekilde bu dönemi yaşadığını
göreceksiniz.
Konuyu en temelde ele alalım.
Öncelikle bebek bezini ne amaçla kullanıyorsunuz? Gülümsediğinizin farkındayız
ancak adım adım ilerlediğimizde bu yazıyı okuyarak boşa zaman kaybetmediğinizi
göreceksiniz. Tüm bebek ürünleri için
geçerli olduğu üzere, bebek bezi kullanımının da çok
basit ve etkileyici bir amacı mevcut. Bebebekler doğdukları anda içgüdüleriyle
yaşamaya başlarlar ve zaman içerisinde dış çevrenin etkisiyle ortama uygun
hareket eder hale gelirler. Bu sürecin tamamı aslında onlar için dış dünyaya
alışma ve eğitilme süreci olarak adlandırılır. Tuvalet eğitimi de bu eğitim
süreçlerinden bir tanesidir. Bebeğiniz tam anlamıyla hem sıvı hem de kaka dışkısını
farkederek bunu erişken insanlar gibi
yönetene kadar bebek bezi kullanıyor olacaksınız. Buarada yeri gelmişken şunu
belirtelim. Bebeğinizin bu alışkanlığı 5 yaşına kadar kazanması beklenir. Bu
dönemin öncesinde acele ve baskı ile ona bu alışkanlığı kazandırmaya çalışmıyor
olmak çok önemlidir.
Bebek bezi neden kullanılıyoru
belirttikten sonra, bebek bezi kullanımının
bebek cildinde yarattığı en önemli sorun olan pişikten bahsetmesek olmaz. İnsan
cildi kapalı bir ortamda, yeterince güneş ışığı ve hava alamıyor ise kurumaya
başlar. Bu kuruma, cildin kapalı kaldığı süre arttıkça daha etkili olur.
Yetişkin bireylere göre ciltleri çok daha hassas olan bebekleri düşündüğünüzde,
belli bir süre bebek bezi ile kapalı olan ciltleri kurumaya başlar. Ciltteki bu
kuruma hissi, bebeğin bez içine sıvı veya katı dışkı doldurması ve bunun
sonrasında cildin, dolan dışkı ve bebek bezi arasında sıkışıp kalması pişik
oluşumuna yol açar. Özellikle bebek bezinin yan bantları ile temas eden bel
çukuru bölgesi ile bebeğinizin bacak arası bölgesi yoğun olarak pişik oluşumuna
maruz kalan bölgelerdir.Pişik oluşumu ise bebeğinizi hem günlük aktiviteleri
hem de uykusu sırasında inanılmaz şekilde huzursuz ve mutsuz eder. Bu nedenle
seçeceğiniz bezin bebeğinizin cildinde minimum oranda pişik oluşumuna sebep
olacak yapıda olması gerekir.
Bu nedenler ışığında şimdi genel
bir yol haritası çizelim. Öncelikle bebeğinizin artan yaşı ile günlük bez
kullanım adedi ters orantılı olarak değişmektedir. Yani bebeğiniz ay aldıkça,
bir gün içinde daha az bebek bezi tüketir hale gelecektir. Dolayısıyla bebek
bezi seçiminin en önemli ve en maliyet yaratan dönemi yeni doğan dönemidir. Bu
nedenle yeni doğan bebeğiniz için eğer daha önce bizzat yaşadığınız olumlu bir
tecrübe yok ise ( bir önceki olumlu tecrübeniz önceki çocuğunuzla ilgili olsa
bile, her bez her bünyede aynı oranda iyi sonuç vermeyeceği için yeni bebeğinizde
de farklı seçenekleri denemeniz yararlı olacaktır) sakın ola yüklü miktarda
bebek bezi satın almayınız. İlk aylar bebeğiniz üzerinde farklı bir çok bezi
denemeniz gereken aylardır. Ve maalesef
ki hayatın bir çok alanında olduğu gibi bebek bezi konusunda da tek bir tane
doğru bulunmamaktadır. Başkalarının problem yaşadığı bezler sizin bebeğinizi
mutlu edebilir. Bu nedenle kendi tecrübelerinizi öncelikli olarak
değerlendirmelisiniz.
Sonrasında ise pişik oluşumunu
minimize edebilmek adına, seçeceğiniz bezin dış ortamdan hava alabilen bir
yapısı olup olmadığına dikkat etmeniz gerekmektedir. Bu özelliği taşımayan
bezler genellikle, bebek bezi zaten sürekli olarak değiştirilmelidir iddiasını
savunurlar. Bu önerme doğru olmakla birlikte anne babalar her olasılığı ve
özelikle de en kötü senaryoyu düşünmek zorundadırlar. Bir sebepten dolayı
bebeğinizin altını değiştiremediğiniz durumda, bebek bezinin de hava alma
fonksiyonu sayesinde bebeğinizin cildini biraz daha ferah tuttuğunu bilmek
içinizi rahatlatacaktır. Hava alma kısmının detayı ise, bebek bezinin iç
bölgesinde zaman içerisinde oluşan kirli havanın, bezin dış yüzeyinde bulunan
gözeneklerden dışarı atılarak, bez içerisine dış ortamdaki temiz havanın bez
içine alınması sürecinden oluşmaktadır.
Pişik
oluşumunu engellemede etkin rolü olan bir diğer bebek bezi özelliği ise,
sızdırmazlıktır. Bebeğinizin kullandığı bezin sıvı ve katı dışkıyı asla bezin
dış bölgesine sızdırmıyor olması gerekmektedir. Modern bez üreticileri bu
özelliği, sıvı sızdırmayan bariyerli yapı olarak tarif etmektedirler. Ancak
ismi ne olursa olsun, işlevi her zaman isminin önünde gelmektedir. Bebek bezi
özellikle bacak arası bölgelerinden dışkıyı sızdırmıyor olmalıdır. Bazı
bezlerde sıvı sızdırmama özelliği, bebek bezinin iç yapısının katmanlardan
oluştuğu,bebeğinizin bez içerisine tuvaletini yapmasından sonra, bu dışkının bezin
iç katmanlarına alındığı, dolayısıyla hem bebek poposunun kuru kaldığı ve hem
de bez içerisinde dışkı toplanmadığı için kesinlikle dışarıya sızma ihtimali
olmadığı şeklinde belirtmektedirler.
Bebek
bezi seçiminin bir diğer önemli fonksiyonu ise beden uyumluluğudur. Piyasada
satışa sunulan tüm tek kullanımlık bezler, bebeğinizin yaş aralığı ve kilo
ölçülerine göre numaralandırılmıştır. Ancak bu numaralandırma size ancak genel
bir fikir verebilir. Her bebeğin boyu, kilosu, bel –bacak arası mesafesi, o
bölgenin kalın veya ince yapıda olması gibi onlarca farklı değişken,
kullanmanız gereken ideal bez numarasını belirlemektedir. Ölçü bakımından en
doğru bezi bulmanız için ise zamana ve bebeğinizin, bez bağladığınız sırada
verdiği tepkileri doğru anlamaya ihtiyacınız bulunmaktadır. Bebeğiniz her bez
bağlanmasından önce huzursuzluk çıkarıyor ise bu onun kullandığınız bezden
mutlu olmadığının en büyük göstergesidir. Bu mutsuzluk bebek bezinin ona büyük
veya küçük geliyor olmasından kaynaklanabilir. Bunu anlamak için ise her bez
değişiminde bebeğinizin bez ile temas eden bölgelerinde kızarıklık olup
olmadığını kontrol etmeniz size fayda sağlayacaktır. Özellikle bel bölgesindeki
kızarıklıklar ve dışkı taşmaları bebeğinizin olması gerekenden daha küçük bir
bez kullandığını size gösterir. Bir de bebek bezini bağladıktan sonra bebeğinize
bir kıyafet giydirmeyerek kısa bir süre hareketlerini izlemeniz ve bebek bezi,
bebeğiniz hareket etmeye başladıktan hemen sonra göbek altına iniyorsa
kullandığınız bezi bir büyük boyu ile değiştirmeniz gerekmektedir. Tüm bu
sürece hakim olabilmeniz için ise bu paragrafın başında belirttiğimiz şekilde
biraz zamana ihtiyacınız bulunmaktadır.
Bebek bezi, bebeğinizin en hassas döneminde mutlak suretle
kullanmak durumunda olduğunuz ürünlerin en başında gelmektedir. Doğru bebek
bezi seçimi, bebeğinizin mutlu olmasını da doğrudan etkileyen önemli bir
faktördür ve bebeke bezi seçerken alabileceğiniz en önemli tavsiye, bizzat
bebeğinizin tepkileridir. Bebeğinizle birlikte mutlu günler geçirmeniz
dileğiyle..
bu güzel bilgiler için teşekkürler umarım en kısa zamanda işime yarar
YanıtlaSilbiz hep bir numara büyük aldık ve çok rahat ettik, bilgi için teşekkürler
YanıtlaSiltakibindeyim, bana da beklerim
YanıtlaSilhttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
Bebe bezi çok hayat kurtaran bir ürün. Seçimi de ayrıca önemli. Annelere kolay gelsin.
YanıtlaSilçok güzel ve hassas bir konuya değinmişsiniz.. Teşekkürler..
YanıtlaSilGenç annelerin dikkatine diyorum. Ama ben de geçen hafta yeni doğan bebeğimizin bebek bezini değiştirmeyi başardım.Tabii ki kardeşimin çocuğu.İşi zor annelerin, sevgilerimle.
YanıtlaSildoğduğu andan itibaren kullandığımız için dikkat etmek şart...
YanıtlaSilkeşke ağartıcılar vs olmasa bebek bezlerinde
güzel bılgıler tesekkurler
YanıtlaSil